Kaygılardan uzak bir gün geçirmek. Bob Ross’un o güneşli, 2 dağın arasından ırmaklar akan tablosundaki gibi. Şuraya fırçamla birazda mutluluk eklesem, rahatlık batar mı ki? yada saçlarının perma olduğunu öğrendiğindeki hayal kırıklığın geçer mi? Yaratıcımız çalışmayanı cezalandırır mı? Gönlümün feryatları dinlenir mi?
Uzun tatillerede çıkmak değil hani asıl mesele, mesele yoğun geçen bir iş hayatının içinde boğulmadan kafayı boşa çıkarabilmekte. Adına umursamazlık, vurdumduymazlık, rahatlık ne dersen de. Kendin olabilirsen sonunda, başkaları ne der diye değilde, kendin için yaşar, çalışır ve tüketirsen zamanı belki o zaman paylaştıkça artan mutluluğun tadına varabilirsin. O zaman bir böceğin diğerini yerken bile gösterdiği naifliği anlayabilirsin, ticaretteki savaşın, bir emteayı paylaşmanın gayretle de ilgisi yok, üstelik ne etiği var ne de kuralı. İşi organize edenlerin oldugu krallar ve tek kare ilerledikten sonra önüne gelen ilk taşta durdurulan piyonlar yalnız. Şimdi seçim yap, Satrançtaki herhangi bir taş mı, yoksa oyunu kuran mı olmak istiyorsun?
#satranc #ticaret #bobross #organizeisler #benimgagorikpsikopatolojim