Geçmiş
“bir kına çiçegi gibi fırlattım kendimi o güzel kıza doğru…parçalandım paramparça oldum.” bu söz kitabın sahibi yazardan alıntı. İsmini nedense hatırlayamıyorum. ulan dedim noluyoruz:). hatırladığım tek şey, kına davetiyemiz üzerine yazdırmıştım. Tesadüf zamanlarının, mekan ikliminin sorgulanmadığı dönemler…
Şimdi
Rotbalansı bozuk bir araç gibi sağa çekiyorum yada sola işte. Siyasete girmeyeceğim… Senden mutevellit baraj altı kaldımı umutlarım diyorumki işte ozaman -eh…be…onun için savaşmadın. bayrakları suya indirdin, küstün… küstünde bahtına.
nedenmi?
abi bi dön bak etrafina.
bugün şu saat şu saniye ulaşamayacağın birşey varmı bu hayatta. canın ne çekse..ne istesen..paranın yettiği ölçüde bi’tıklamak yetiyor değilmi. İstediğin yere istediğin kişiye anında, sesini duymana bile.gerek yok, bekleme veya sabretme gücünde yok. Tahammülün hiç yok. Hemen olsun istiyorsun ve oluyorda, olmuyorsa zaten elinden oyuncağı alınmış bir çocuk gibi… kahroluyorsun, bitiveriyorsun.
Beynimin yansımasıdır bu iç çekişmeler, aşktan özür dilerim.
Gelecek
Biraz porakal gibi olduk, sıkıp kalan posayı bi süzgeçten geçirmezsen dişlerine takılacak gibi… Sen posasını çok sevsen bile. Bu yüzden “yolu uzun süre aşka düsmemiş bir adama denk gelirse yureginiz; çalkalayın, zira dibine çökmüş olabilir seven yanları”
http://www.gagori.com
#kinacicegi #incirreceli #benimgagorikpsikopatolojim