Yanıma geldi ve senin ellerin niye böyle sert boğumların nasırlı dedi. Dedim işim icabı… davul çalıyorum ben bateristim… Nerde çıkıyorsunuz dedi. Solo bateri çalmama ihtimal vermeyerek. E bir grubumda vardı hani. Four Points diye çıkıverdi agzımdan. A ne güzel oranın grubu çok iyidir demek sen onların bateristisin dedi. Yüzümde 1 haftadır uğraştığım hafif tebessüm haliyle ben. Hıhı diyebildim. Gerçekte Biz az ötedeki TeamBaker’da çalıyorduk. Four Points bizim hardrock repertuvarımıza hafif gelirdi. Geveze sessizliklere boğardı, darlardı kısacası. Bu yüzden seçtik zaman mekan ikileminde bize ilişmeyecek işletme müdürleriyle çalışmayı. Bazen içtiğimize karışıyor ama olsun, rahatız be burda. Evet dedik bi kere, üstünüde sıvadım, gelsene bi gün bizi dinlemeye. Tabi demesinmi yeşil zümrütten gözleriyle… Oracıkta eridim söndüm kül oldum. Geldi… Geldide ben orda değilim. Nasıl olacak, aradım çocukları sahnede bugünlük bana yer verin dedim, Rica ettim davuldaki arkadaşlardan, para pul da istemez, hasılat yine sizin, sende geç baba şöyle karşıya masaya, takıl… rahatına bak. Değmez mi? Başındaki örtü olup soğuk saçlarına değmek isterken elim yüzüm heryerim. O tesettürünü düzeltip yüzünü düşürüyorya son ikindi güneşinin mahçupluğunda, kızıl yanaklarından fışkıran deli ormanım oluyor, nasıl niyet etsemde kılsam, nasip etsin diye gönlümün nafile namazlarını

http://www.gagori.com
#davul #bateri #drum #fourpoints #zumrut #benimgagoriköykülerim