zihnimin yansıması

Rüzgâr kulağıma fısıldıyor, “aradığını bulabildin mi?” Sonra ne var ne yoksa sürüklüyor peşinden, içinde bu zamana dek biriktirdiği sağ kroşe, sol aparkat Allah ne verdiyse tekme tokat dalıyor, tabağını son ekmeğiyle sünnetleyenle, blender’ın en çokomellisini yalayan çocuk bir olurmu? oluyor.

Fırtına bi dökse kaynayan fecrini pert ederde yalnız şu sarıları döküyor, sağlam üç beş ne kaldıysa bize kalan kilometre yapıyoruz bizde onunla, nereye? Tam ziya hasar taleplerinden bıkmış beyinlerimize iyi gelecek yerlere, sanki riziko teftişli yangın senaryosunda, ihmalin malikin elektrik kontağından çıktığının kanıtını itfaiye değilde ticaret sicil gazetesi verecek, mecbur beklenecek bu meret, kiracının malike mesuliyetini kalvaniz borulu hidrofor basıncı yüksek yangın dolapları kurtarırda, ya yerine koyulamayacak anıların rayiç değerini kim getirir geri.

Kasırga türlü oyunlarla yoruyor aklımı, artık oynayamayacak duruma geldiğimde ise elimde kumanda koltukta uyur halde açık zihnimde, fikrimde, besleyip büyüttüğüm, ergen edip evlendirdiğim, yeri gelince öldürdüğüm kriterli karakterlerime beyaz kâğıtlar karalıyorum, östaki borumdan beynimin soğancığına kadar aykırı telaşlarım indeks olmuş al-sat yaşam borsası mübarek, paritede az fark olsa pıtpıt heyecan basıyor her yanımı, ruhumsa günü bırak yelkovanlara hapis müebbet tutsaklıklar biriktiriyor pamuk görünümlü polyester battaniyeler içinde.

Tufan bu, bağırıyor artık“aradığını bulabildin mi? “ cevap geliyor göklerden “buldum ya, meğer O hep benimleymiş.”

Sakinlik, ortalık duruldumu, şehirler geziyorum, şehirler seçiyorum it ayağı yemiş gibi, gün dönümünü karanlığa bağlayan loşluklarda trafik ışıklarının aydınlattığı şehirler bunlar. Bazen kırmızı ışıklarının yeşile dönmesini izliyorum, sarı çizgisine basmadan ağır metal çift kompenantlı şeritlerinin, komutu komuta edilmiş algoritmik yansımalar kumpanyası.

Rem uykusu, İçinden çıkamadığım bir hengâmenin düsturunda kalabalık insan sesleri var yine kulağımda, yine hastalık gelecek, yine kötülenecek emanetim, şehirsel jargonlara köy yumurtası kıvamında metiyeler düzmek kolayda, yazabilirmisin bir kasideyi en güftesi şahane biçimiyle söyle. Nane limon kaynattırmaya benzemiyor hayat, diyare olduğundada kendi başına gidip 1 kilo muz alıp buzlu kolayla içebilmelisin.

Uyanış, Neyse ne ya… koasüransı tükenmiş aklımızla, reasüransı bol fikirler üretip bişeyler yaptık zannediyoruz ya, hep muafiyetin altında kalıyor hasretlerimiz, paçal tarifelerin liste fiyatlarına mahkum oluyoruz işte, bırakalım en kafaya taktığımız şey, sağa sinyali açık kalmış solda seyreden araçların bozuk hasar prim frekansı olsun, getirin risk analizlerimin dengesi eğri birinciliklerini. Şimdiki değil, 7 yaşındayken ayağıma geçirdiğim o kırmızı Conversimi özlüyorum belki.

http://www.gagori.com

#özlem #eski #kırmızı #converse #evanescence #everybodysfool #koasürans #muafiyet #reasürans #paçal #hasarprim #gümüşkurşun #enron #bethanymclean ##peterelkind #benimgagorikpsikopatolojim

zihnimin yansıması” üzerine 2 yorum

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s