bir bebek ağlıyor… bir bebekse gidiyor “Anne” kokmayan ellerde…
-“Yazık! Kaderi ellerimde bir “Nutfe“…ayrık soyun dölü…işine bak sen. Sür”
Ben dedin “Ben”. Bir hayvandan ne farkın var? Utan! Lanetin gönlüne pranga belki ama…Sabr lazım sana. Doğurgansın diye yüceldin mi? Deden hani sana derdi küçükken; -“Kötülerin çokluğunda Tanrının kusursuz adaletini bekle! Râb’ın gelişi yaklaştığında, O’nu arayan ve bekleyen canlar ödüllenecektir. Sabr.”
Dışarısı hala zifiri. Yatak kan içinde… Râb… Yohan…nerdesin? Yoksa beni bir başıma mı bıraktınız. Gurbette…Bu neidüğü belirsiz pislik hastane köşesinde. Bu döşekte. Yalvardım celladıma, acıyı hissetmiyim diye, Doktor acımı hafiflet dedim. Epidural için yalvaran bir sürü gebe gibi…Kraliçe Victoria’ nın cenabetliğini taşıyoruz hepimiz. Önceleri her çocuk nefesini annenin kasıklarına bırakırken, tıbbın morfine olan bağımlılığında bir kesik…bir can oluveriyor…ne kadar kolay! ve ne kadar sahte…
Çocuğum… ya çocuğum, hemşire… hemşire, duymazdan geliyor cadı… Hemşire! Beğenmedim bakışını! Sinsi…! Hey! Hemşire diyorum. Nerde o, yanımda olması gerekiyordu, emzirmeliydim. Nerde O… hemşireeeee!
Yarım saat geçti. Bağırdıkça bağırsaklarım yer değiştiriyor. Hemşireeeee! Seni Kaltak.
Ah şimdi burdasın. Evet. Hayır o taktığın ne? Ne var o serumda. Hayır! Hemşi…..
Gün hep karanlık. Kaç saattir uykudayım acaba. Ağrım az. Yürüyebilirmiyim? Çocuğum! Ya çocuğum nerde! Sesimi duyan yok mu?
Serum askısını soluma destek yapsam. Evet işte böyle…Yalın ayak, yürüdüm tüm katı. Kimse yok! Bu lanet yerde tek başımayım. Kimsecikler yok. Bir Allah’ın kulu yok. Yohan ne yaptın sen! Beni kimlere emanet ettin.
Kanamam var. Kanamam çok… Kaç dakikam kaldı bilmiyorum yada saniyem… ruhumun yansımasını bu kırık camda görebiliyorum artık. Ve kızım… Son duam senin için… Allah ahiretimin her zerresini sana adamayı bana nasip etsin. Cennet istemem yoksa… “Onu gözetmem için bana izin ver Râb.”
Mavi elbisemle, karahindiba bahçesindeyim şimdi, güneş tam alnıma yansıyor. Mehtap vuslatım sanki. Vuslatsa canparem benim.
“Sübhansın Sen, ey ilahım Allah! Senin seçkinlerinin ve Emanetini taşıyanların hatırına, Nebilerinin ve Elçilerinin Mührü kıldığın Kimse’nin yüzü hürmetine Sana yalvarırım ki, zikrini dostum, sevgini amacım eyle; Yüzünü hedefim, ismini kandilim eyle; dileğini arzum, rızanı hoşnutluğum eyle.”
“Ey Mevlam! Ben günahkarım. Sen ise affedensin… günahlarımın yükünü kızımın çekmesine izin verme. Kızım! Canparem…Nabilâ… dokunamadığım, koklayamadığı/\/\/\/\/\/\/\/\_________________________________.
#leyla #hastane #bulgaristan #gebe #ölüm #dua #benimgagoriköykülerim